3 Hafta önce alınan, 3 kişilik çocuk tiyatrosu bileti…
Giderken herşey yolundaydı taaa kiiiiii o parkı görene kadar. Ebeveynler tiyatroya yetişme çabasında, bizim bıdıkta park diye sürekli konuşuyo… Ama ben parka gitmeyi unuttum lütfen parka gidelim diyerek sürekli park hakkında konuşuyo… Bizde parkı unutturmaya çalışan konuşmalar yapıyoruz. Tiyatrodan bahsediyoruz sürekli. ÜÇ KAFADAR tiyatrosunda müzik, dans, kuklalar çok eğlenceli olucak, mutlu bir gün geçiricez diye sürekli bahsediyoruz… Neyse biz salona geldik bekliyoruz… Atakan başlamasın mı
Ben tiyatrodan hiç hoşlanmam, Üç kafadarı zaten ben hiç sevmem, bizim hemen parka gitmemiz gerekir çocuklar beni orda bekler, şuan tiyatroya girme zamanı değil parka gitme zamanı…
Eyvah dedim içimden napcaz, bu surat ifadesini, çatılmış olan kaşları nasıl mutlu bir surat ifadesine dönüştürücez…
Çikolata geldi aklıma eyyyy çikolata sen değilmiydin mutsuzu mutlu eden yetiş imdadıma.
Babası çikolata yemek istermisin dedi ismini duyunca zaten gülen biii yüz geldi ortaya. O an ohh be dedim. Yerken çikolatayı babamız soruyor mutlumusun evet, sen tiyatroyu severmisin ben zaten çok hoşlanırım tiyatrodan diyor,,,,,,,
Bizde sevindik vay be çikolata yapamayacağın şey yokkkkk dedik… 🙂
Neyse girdik yerimize oturduk. Müzik başladı. Abartmıyorum 5 dk geçti Atakan gözyaşları içinde avazı çıktığı kadar bağırarak bu tiyatro çok iğrenç, ben bu tiyatrodan hiç hoşlanmadım. Ama nasıl ağlıyor var yaa Atakan ağladıkça salondaki seyirciler nasıl gülüyor. Tabiki pılımızı pırtımızı topladığımız gibi dışarı nasıl çıktığımızı bilemedik salondan…
İşte bir tiyatro serüvenimizin sonu budur…
Ama biii 2 yıl götürmem heralde…
Hatta evde tiyatro lafını bile ağzıma almam… 🙂