Monthly Archives: Ocak 2012

Seda’ca pırıltılar

Standard

Büyük emeklerin oluşturduğu ufacık tasarımlar. Her biri özenle ev mevlütünde paylaşılmak üzere yapıldı. Biz heyecanla yaptık misafirlere dağıtmak için…

Üstündeki notta yazdığı gibi;

Ağzımız ”’ Bal ”’ gibi tatlı,

Evimiz bereketli olsun.

Teşekkürler

Gökhan-Seda

Bu küçük hazırlanan sürpriz benim çok hoşuma gitti bakın bu şirin bal kavanozlarına 🙂

Avize

Standard

6 Yıllık evliyiz herşeye para bulup aldık niyeyse avize alamadık 🙂

Alamadık ama yaptık heheheeee 🙂

İşte el yapımı avize…

Ah Bu Arabalar…

Standard

Geçen yazımda tiyatro maceramızı anlatmıştım. Parkada gidincede rahatladı. Şu altdaki resimde de dayısına araba siparişi veriyor bizim bıdık. Cars çizgi filmi varya Şimşek Mc Quenn ne kadar filmdeki araba karakterleri varsa hepsini bize aldırdı tontiş oğlum. Frencescco Berlonni arabasını bulamamıştık onuda dayısına aldırtıyor aşağıdaki telefon konuşmasında…

Höyküre höyküre ağlamak

Standard

Güneş gözlüklerini takıp altından, çaktırmadan ağlıyasım var. Öyle sıkıyorum ki kendimi, bıraksalar höyküre höyküre ağlayacağım. Atakan’dan çekiniyorum. Rüyaları daha sık görür oldum. Trombositim dahada düşmüş. Hastalık tekrarlamış. Kan ter içinde uyanarak başladım bu sabaha. Silkinemiyorum kendime gelemiyorum.

Bi kendime gelsem hep böyle gülsemmmmm …

Öyle bir dert verdin ki kendime gelemedim

Standard

Hüzünlenmek istemiyorum artık,

Canım seninle yaşayalım ne olursun yalvarıyorum rabbime bu hastalık tekrarlamasın. Şu gülen yüzün hiç solmasın. Hep seni düşünen en iyiyi senin için karar veren annen baban hep senin yanında olsun inşallah. Sen kek istediğinde lafını ikiletmeyen annen hep yanında olsun canım yavrum. Hep sen oyuncaklarını dök, hep ben toplayayım olurmu annem. Ama yeterki yanında olayım.  Bu hissettiğim korkuları yaşamak istemiyorum. Mutluyken bii anda mutsuz olmak istemiyorum aklıma gelenler yüzünden. Yaşanmış olan hastane günlerini ve yaşanacak ihtimali olan o günler gelicek korkusuyla yaşamak benim fikirlerimi yiyip bitiriyor. Geçmişi silmeyi o 5 ayı silmeyi nasılda isterdim. Ben olmazsam bu dünyada onlar ne yapar korkusu çok kötü…

Bay Becerikli

Standard

Bir akşam sıkıntısı nasıl geçer derken bir korsan gemisi yapıp yüzdürdük. Atakan çok eğlendi ama bana çok iş çıktı. Her yer şapır şupur su oldu…

Sürpriz yumurtanın içinden çıkanları değerlendirmek güzel oldu… O yumurtalar sayesinde gemilerimiz yüzücek…

Yapım aşaması pipetler yelkenlinin direkleri 🙂 İyi biii fikir 🙂

KORSAN GEMİMİZ 🙂

Günlerden bir pazar

Standard

3 Hafta önce alınan, 3 kişilik çocuk tiyatrosu bileti…

Giderken herşey yolundaydı taaa kiiiiii o parkı görene kadar. Ebeveynler tiyatroya yetişme çabasında, bizim bıdıkta park diye sürekli konuşuyo… Ama ben parka gitmeyi unuttum lütfen parka gidelim diyerek sürekli park hakkında konuşuyo… Bizde parkı unutturmaya çalışan konuşmalar yapıyoruz. Tiyatrodan bahsediyoruz sürekli. ÜÇ KAFADAR tiyatrosunda müzik, dans, kuklalar çok eğlenceli olucak, mutlu bir gün geçiricez diye sürekli bahsediyoruz… Neyse biz salona geldik bekliyoruz… Atakan başlamasın mı

Ben tiyatrodan hiç hoşlanmam, Üç kafadarı zaten ben hiç sevmem, bizim hemen parka gitmemiz gerekir çocuklar beni orda bekler, şuan tiyatroya girme zamanı değil parka gitme zamanı…

Eyvah dedim içimden napcaz, bu surat ifadesini, çatılmış olan kaşları nasıl mutlu bir surat ifadesine dönüştürücez…

Çikolata geldi aklıma eyyyy çikolata sen değilmiydin mutsuzu mutlu eden yetiş imdadıma.

Babası çikolata yemek istermisin dedi ismini duyunca zaten gülen biii yüz geldi ortaya. O an ohh be dedim. Yerken çikolatayı babamız soruyor mutlumusun evet, sen tiyatroyu severmisin ben zaten çok hoşlanırım tiyatrodan diyor,,,,,,,

Bizde sevindik vay be çikolata yapamayacağın şey yokkkkk dedik…  🙂

Neyse girdik yerimize oturduk. Müzik başladı. Abartmıyorum 5 dk geçti Atakan gözyaşları içinde avazı çıktığı kadar bağırarak bu tiyatro çok iğrenç, ben bu tiyatrodan hiç hoşlanmadım. Ama nasıl ağlıyor var yaa Atakan ağladıkça salondaki seyirciler nasıl gülüyor. Tabiki pılımızı pırtımızı topladığımız gibi dışarı nasıl çıktığımızı bilemedik salondan…

İşte bir tiyatro serüvenimizin sonu budur…

Ama biii 2 yıl götürmem heralde…

Hatta evde tiyatro lafını bile ağzıma almam… 🙂

Ayyy bu SÜPERRRR oldu işte

Standard

Yaptık sonunda 1 aydır hadi hadi, diye diye sonunda oldu. Ama çokda güzel oldu. Atakan daha kitaplık parçalarını kestirirken marangoz mesleğini öğrendi. Tahta parçalarının nasıl kesildiğini çıkan o yüksek sesi pür dikkat izledi. Eve gelincede babası birleştirmeye başladığında kitaplığımız daha bitmeden kitaplarını taşımaya başladı. Ama bu kocama olmuş, çok hoşuma gitti diyerek çok heycanlandı. Herşey tamamlanıp duvara monte edildikten kitaplar yerleştikden sonra biz ebeveynler ne kadar doğru biii karar vermişiz diye de kendimizle övündük. Eserimize de hayranlıkla bakakaldık abartmıyorum sevdiğimle birlikte yarım saati geçkin biiii süre vay beeee diye diye yok yok süper oldu bu yaaa diyerek sevindik. Çok kitaplık araştırdık ama kitapları sıra sıra dizmek çocuk açısından çekmecede saklan kitaplardan biii fark yaratmayacağından, kitapların ön yüzünü bıdığa göstermenin daha doğru olacağını düşündük çokda doğru biii karar vermişiz. Odamıza ayrı biii hava kattığı kesin… İşte bakın ;

Ta ta ta taaaaaammmmmmmm kitaplığımız…