14 KUBAT

Standard

20140214_200338~2Alem gerçekten alem, kim demiş 14 Şubat, bizimkisi 14 Kubat. Dün sabah watsapp’dan mesaj aldım sevdiğimden. Unutmaz özel günleri patlatır biii bomba.

SEVGİLİLER GÜNÜMÜZ KUTLU OLSUN. ( Yanında biii aile simgesi )

Hediye paketi

Tektaş yüzük

Kalp

Hepsi simge olunca koptum tabi görünce bende altta kalırmıyım arabamız yokya, bende biii araba simgesi buldum onu attım.

Akşam yemeği sohbet ederken, biliyomusun bugün servisle gelmedim, aaa ne oldu niye hayırdır, içimdende bak görüyomusun kaçırdı servisi demek diye düşünürken. Araba hediye etmişsin ya onunla geldim, demesiyle ben koptum. İşte bizimde sevgi günümüzün anısı…

SEVGİLER,

SAĞLIKLA KALIN,

GAMZE ANNE…

Kortizondan yeni haber

Standard

Gereberisice kortizon diyeceğim olmayacak, faydasını çok gördüm, ama zararınıda çok gördüm. Hem bedenime, hem ruhuma. Sağ kalça kemiğimi çürüttü, protez takıldı, Şimdi sağ omzumu çürüttü, ciğerlerdeki solunum yetmezliğinden, protez takılamadı, ameliyata izin vermediler, ama ben ağrıdan duramıyorum o başka bii dert. Veee son haber, hem sağ, hem sol diz kapaklarımdan geldi. Gerçekten yine yine üzüldüm ama ne yapayım. Olacağım ameliyatlara değilde, çekilen ağrılara değilde, yine yine hayallerimin benden uzaklaşmasına, içinde olamadan dışarıdan seyirci kalmama üzüldüm. 

Yanarım da yavrumu şöyle havalara atıp, hoplatamadığıma, sırtıma alıp, tontiş halini, balıkçı balıklarım var, taze bunlar diye tontişlere pat vuramadım, eşşekçilik oynayamadım, boğuşamadım, koşturamadım, bunlara yanarım işte. Erkek çocuk sever yaa bunları. Hal böyle oluncada, babamıza yakınlaşması normal diğmi. Hem kıskanır, hem özenir ama yinede onların mutlu hallerinden mesut olurum.

Dalga geçip acınacak halimi, kendime güçlü göstererek Gamzeli Anne = Mekanik Anne diye tanımlayarak, iç dünyamı güçlendirmeye devam.

SEVGİLER,

SAĞLIKLA KALIN,

MEKANİK ANNE…

Dokuz Şubat

Standard

Farkediyorum, Müdürüm Ömer beyden izin aldım. Gerçekten ben çok kötüyüm. Evde biraz dinlenmeme izin verirmisiniz dedim. Sağolsun hiç ikiletmedi. İki hafta oğlumla son zamanlarımdı, doya doya izlemeli, öpmeli, koklamalı, doyamam ama doymalıydım. Değerlerim düşmeye başlamış. Ama kara heber henüz gelmemişti. Sevdiğim sen çağırıyorsun, iyisin dese de ben anlıyorum, bedenimi tanıyorum, diş etlerim çekilmeye başlamış, sıvı sabuna bile basacak takatim yine kalmamış, avuç içlerim yine alcalı renk almış, benzim atmış vaziyetteydim. Annem bu izin nerden çıktı şimdi Gamze deyince geçen yıldan kalan izinleri bitirmemiz gerekiyormuş ondan izinliyim diye yalan söyledim. Her geçen gün, günlerin azaldığının farkındaydım. Sadece ben farkındaydım aslında, sevdiğim ikinci kez kanserin nüksetmesi olayına inanmamakta ısrarlı, benide inandırmaya çalışıyordu.

Öylesine içim yanıyor ki, canıma, yavruma, evladıma, balyanağıma her baktığımda burnunuzun direği sızlar derler yaa işte ben gerçekten o kelimenin gerçekliğini an bee an hissediyordum. İçim resmen kan ağlıyor vaziyetteydim. O sıralarda küçük meleğimde de öksürük, grip durumları var. Elimi kolumu kaldırıp, evladıma biii çorba kaynatacak durumda değilim. Mutfakta dağ gibi olmuş bulaşıklar, Atakan’ın odası oyuncakdan yürünmez halde. Dayımla, yengem geldi onlar bile şaşırdı evin o durumuna hatırlıyorum, iyimisin dediler, biraz halsizim dedim.

9 Şubat sabahı oldu. Sevdiğim tuttu elimden doktora götürdü sabahdan kan aldılar, göğüs kafesimden ilik aldılar. Öğleden sonra sonucu beklemek için ben oyalanayım diye biii AVM’ye götürdü. Biraz alış-veriş yaptım. Kırmızı kalpli bii çiçek almıştım, kötü haber alıp eve geldiğimizde o çiçek düşerek ikiye ayrıldı hiç unutmam. Tamam demiştim bu işaret, kalbimiz kırıldı, parçalandı, yuvamız ikiye ayrıldı işte diye sevdiğime göstermiştim çiçeği neyse…

Teknosa’daydık ordan ne olur sonuçlar çıkmıştır hadi biii bakalım, demez olsaydım, mağaza başıma yıkıldı. Trombositlerim 54.000 olmuş. Hemen gidelim dedim. Sevdiğim hala o kadar güçlü ki, sadece biii değerde biii problem var, güven bana inanki, ilaçla hallederler. Korkma diyor ama, ben duymuyorum bile, benim gözüm o an Atakan’ımda. Kaldı yavrum annesiz, daha çok küçük, ama bana ihtiyacı var, ben kadar kim düşünür ince detayları, içim işte cayır cayır yanıyor.

Randevu saatimiz geldiği halde, doktorum bizi almıyor, diğer hastaları bitirdi, saat:17:00 girdik içeri. Tamam anlaşıldı yüzünden demesine gerek yoktu ki, çöktüm sandalyeye. Sadece şunu hatırlıyorum üç ay içinde hem kanserli hücreleri temizlememiz gerek, hem de ilik bulup, nakile başlamamız gerek dedi, İmkansız dedim içimden.

Sevdiğim hala inanmıyor. Biii yanlışlık olmasın, diğer değerler iyi sadece trombosit düşmüş, doktorum hemen bizde yanlışlık olmasını isterdik ama kanser 2. kez tekrarladı malesef.

Amcam dışarda içine doğmuş gibi geldi bize destek olmak için.

Canım, tutunacak dalım, gücüm, kuvvetim, sabır taşım, düştüğüm uçurumdan beni çıkaran sevdiğim öylesine hıçkırıklara boğulmuşcasına ağlıyor ki anlatamam. Biii çare olsa belliki dağları devirir. Ana ne çare gelen Allah’dan olunca elin kolun bağlı. Sabret bee canım Atakan’ım önce Allah’a, sonra sana, sonra aileme emanet diyorum içimden.

Uzunca bii süre ağlamasını izledim, sonra kalktım ayağa, amcamın yanına gittim. Amca evi hemen satın derken bende başladım ağlamaya, bak amca söz ver, hemen evi satmalısınız, bak Emrah bu borcun altında ezilir, kredi borcumuz çok amca ne olur diye yalvarıyorum amcama. Kızım dur sen bunları düşünme diyor ama, nasıl düşünmem. Hem sevdiğini kaybetmiş, hem evladı anasız kalmış, bide 300.000’e yakın borç, olmaz satılmalı diyorum sürekli.

Eve geldik,

Annem, Atakan, Kardeşim, Yengem hastaneye kaldırmışlar, Atakan ateşlenmiş. Geldiler annem feryad içinde öğrendi. Anne bitti dedim, bitemez diye bağırdı, sen canımsın, dert ortağımsın benim, savaşıp tekrar kazanacaksın dedi. Annem çok zor ilik bulunmaz. Emrah senin ilacın, onunla git ve savaş, kazanmalısın diyorlar. Hayır diye bağırdım. Atakan ilk kanserimde daha 16 aylıktı, ama şimdi büyüdü 35 aylık, bilinci daha yerinde gidemez Emrah dedim, en önemli ilacımı, oğluma bırakıp gitmeliydim. Halamla düştük yola, sevdiğim hergün geldi hastaneye, babam, kardeşim, tüm sevdiklerim yine perişan olmuş. Beni mutlu etmek için elinden gelen ne varsa yapıldı.

Ama nasıl ayrıldım yavrumdan,

Dizlerimin üstüne, odasının kapısına çöktüm, titreyen sesimle Atakan insanlar birbirlerini çok sevseler bile bazen ayrılmak zorunda kalırlar annecim tamam mı dedim, hiç beni dinlemiyormuş gibi duruyordu oyuncaklarıyla oynuyordu masumca, gizlice dinlediğini bilirdim. Devamını getirdim, benim seni hiçbir zaman unutma ki çok sevdiğimi diyebildim sadece. O an kardeşimin Ozan’ımın duvarı yumrukladığını farkettim. Sonra benim bedenim, kaldırdılar, uzaklaştırdılar evden, haykırışlarım kulağımda inan ki şuan. Bedenimi ayırsalar ne olur ki, aklım, fikrim, düşüncelerim, hayallerim hepsi evde kaldı eyyyyyyy yaşam…

Ama şimdi bugün 8 Şubat 2014 geçmiş üstünden tam 2 yıl. Ben hayat dolu, yaşamı yakalamak için savaşan, ama evimde sevdiklerimle, oğlumla yan yana nefes alıyorum. Yüce Yaradanıma ne kadar şükretsem az olur.

SEVGİLER,

SAĞLIKLA KALIN,

GAMZE ANNE…

Filin adı ”’ İZMİR ”’

Standard

20140205_213701Atakan filin doğum günü partisi var dedim, orda olay koptu. Nasıl yani, doğal yaşam parkına gitmiştin orda bir fil doğdu, adı İzmir, onun doğum günü şenliklerle kutlanıcak. Nedersin, gitmek istermisin, tamam da ne hediye alıcaz, aldık diyelim, paketi nasıl açıcak. Çok şaşırdım. Atakan’nın şaşkınlığının yanında anneanneside şaşırmış, ayyy Gamze hiç hayvanın doğum gününün kutlandığını duymamıştım demesiyle gülüşürüz. Çantasına muz koyunca yersin, annem diye file verelim bari, tamam ama içini sen yeee, kabuğunu ona verirsin çok sever diye kandırdım. Tam giderken demez mi pastayı nasıl üflüyecek diye… Gamzeli anne kahkahalarla kopar yine…

İZMİR 3. yaşın kutlu olsun.

SEVGİLER,

SAĞLIKLA KALIN,

GAMZE ANNE…

İstekler

Standard

İşe yaramayışımdan benden kimse birşeyler istemez, bense hayata karışmak, yorulmak, pislenen yerleri temizlemek, düzen kurmak için can atarım. Can oğlum bile bunun farkında, o bile sınırlı yapabileceğim şeyleri istemesi gerektiğinin farkında. Sevdiğim annemlerdeyiz, biii çay doldur diye bardağı uzattı, ben öyle biii hevesle kalktım ki yerimden, ağzından laf çıkmasıyla, yerimden kalkmam bir oldu. Hemen o da kalktı şakla şaka diye kıyamam. Valla doldururum ne olur ver diye elimi uzattıysamda, olur mu hiç dedi. Oturdum yerime üzüldüm ama, bii çay bile koyamayacak kadar neden iyi değildim. Sadece onlar için nefes almam yeterken, ben onlara yük olduğum için, kendi ihtiyaçlarımı bile karşılayamadığım için üzgündüm. Sonra dün gece, ne olur bii dilim pasta yee de öyle ders çalışmaya git dedim, o sırada uzanıyordum. Tamam dedi, yerimden doğruldum, yatağın başında kalakaldım bu sefer. Kalksam biii dert, kalkmasam ben kendim üzüleceğim yine işe yaramadım diye. Biraz yatağın başında oturarak dua ettim içimden, iyi değilmisin deyince, hayır iyiyim dedim. Kalktım yerimden. Ama mutfağa gidene kadar, hem dönüyorum, hem yıkılıcam sanki, ne olur ya sadece bir dilim pasta koyucam diye üzülüyorum. Arkamdan daha ben servis tabaklarını çıkarırken dolaptan sevdiğim geldi yardıma yine olmadı bee Gamzeli, elinden biii pasta ikram edemedin sevdiğine.

Görenler yalandan mı bilmem ooo toparlanmışsın, seni iyi gördüm deselerde iyi değilim. Solunum yetmiyor işte, nabız yüksek. Birde sürekli diken üstünde, nefes alabilecekmiyim, tıkanacakmıyım, ateşim çıkacak mı, tekrar hastaneye yatırırlar, yine yine yine yavrumdan, evimden, sevdiklerimden, yetişemediğim hayattan uzaklaşıcam. Yaşadığım korkular, yazsam daha yazarım ama içim karardı.

SEVGİLER,

SAĞLIKLA KALIN,

GAMZE ANNE…

Sinema Keyfi

Standard

IMG-20140131-WA0009IMG-20140131-WA0008Ben hastanedeyim diye yaşamın gerisinde kalsın istemiyorum Atakan, biii şekilde güncel kalmasını isteyen Gamzeli anne sinemaları kalkmadan gişelerden hep takip ederim. Bazen canım babam, dedesi, bazende sevdiğimle giderler. Dün baba-oğul ben tabi yaşamı kaçıran, aklım hep onlarda kalan bii vaziyette sinema nasıl geçti diye beklerken, bizim balyanak beğenmemiş bu sefer, KARLAR ÜLKESİ filmini. Vay efendim kız filimiymiş, hatta çıkmak istemiş, babamızda, aaa olmaz para verdik seyredelim diye, tutmuş tabi sinemada. filmin kızı erkeği olmaz Atakan desemde, beğenmemiş olabilirsin ama yinede ikna edemedim. Tabiii soluğu yine oyuncakçıda alan bıdık, almadan gelir mi. Mevzide saklanan askerler, başlarında komutan, f-16 uçakları, deniz botu gibi savaş uçakları almış bu sefer, transformers görmeyince elinde şaşırdım. Askerlerden bazıları ayakta durmayınca başladı bizimki söylenmeye, offf ne kötü biii gün, hiç güzel değil bu oyuncaklar, anneanneside olmaz Atakan, sinemaya gittin oyuncak aldınhiç kötü biii gün değil. Oyuncağının tadını ala ala oynamalısın, off anneannem yine şaşırdı anne, yemek mı bu tadını alacağım oyuncağın demez mi, yine yarım konuşmasıyla sevecen biii halde , şapppp, şuuupppppp kocaman öptüm ballı yanaklarından. Atakan’ı dinlemek,ağzından neler çıkacak o minik saf gönlünün ne espiriler çıkaracak halleri beni benden alır vaziyette.

Can oğlum, candan oğlum benim, hayatı sizinle yakalamak, ucundan tutmak için çabalarım devam ederken yanında olduğum için mesudum.

SEVGİLER,

SAĞLIKLA KALIN,

GAMZE ANNE…

Çizgiler

Standard

Neden alnında çizgiler var baba, diye soran Atakan, yaşlandık bee babacım. Hemen dudaklarını bükmüş ben senin yaşlanmanı istemiyorum, neden diye soran sevdiğim, yaşlananlar gökyüzüne gider, beni bırakıp gökyüzüne gitme derken bayağı biii hüzünlenmiş balyanağım. Atatürk hakkında konuşurken aramızda, nerde diye sorunca bende öyle cevaplamıştım, sonra Ankara’ya gittiğimizde geçen hafta rahmetli, nurlar içinde yatsın anneannemin evinin önünden geçerken oraları yıkıp, koca biii oteli kondurmuşlar, sevdiğimle vay beee ip atlayıp, top oynadığım yerlere bak ne hağle gelmiş diye aramızda konuşurken anneannemi sordu bana, artık aramızda olmadığını gökyüzüne gittiğini, tedirgin biii cevap alınca merak etme annecim, gökyüzüne sadece yaşlananlar gider demiştim. Sonra babasıyla arasında geçen muhabbete bu anlattıklarımı taşıyınca, üzülmesi, endişe duyması, benide üzdü. Evet annem bee keşke yaşlananlar sadece gökyüzüne çıksa, Allah sıralı ölüm versin derler ya , ne kadar doğru, onların düğünü bayramı, ama birde erkenden bırakıp gidenler var, kader bee annecim. Babasının verdiği cevaba öylesine hüzünlenip dudak bükmüş ki, ağlamaklı, üzüldüm işte ne bileyim. Yaşadıklarımızı Atakan’ıma çaktırmamaya çalışsakta içli biii çocuk yaptı, ettiği dualar bile farklı . Sürekli benimle ilgili. Allahım evladımın dualarını kabul eyle yarabbi…

SEVGİLER,

SAĞLIKLA KALIN,

GAMZE ANNE…

Niye sıkı. sıkı sarılıyorsun anne

Standard

Niye sıkı, sıkı sarılıyorsun anne. Diyemedim yutkundum gerçeği, zaten ne denir ki daha beş yaşına bile gelmemiş yavruma. Başımda böyle bir hastalık var, birden öldürmüyor. Yavaşça eme eme sanki canımı alıyor, Sevdiğim için annem sarılıyorum, sarıldığımda doyamıyorum, öptüm bir daha öptüm, neden peki sesin kötü, ağlar gibi. Annem ağlasam gözümden yaş akar bak bakalım akıyor mu. Yavrum nerden bilsin göz pınarlarım kurumuş, ağlıyorum ama belli etmiyorum sözüm ona. Sesim tükmüğüm kaçtı heralde ondan böyle diyorum dikkatlice gözleri bende, bense ona baktıkça daha da hüzünleniyorum.

Atakan’ım ben bu gece gitsem şu öksürüğümün geçene kadar gelmesem, sana geçer diye korkum annem dedim, için için hıçkırıklara boğuldum. Evet yine yatırdılar. Daha bu sabah dinleme bulguların iyi yatırmaya gerek yok derken,bir telefonla kandaki bir değer fazla çıkmış yatmam gerekirmiş. Öyle yıpranmış, yaralanmış vaziyetteyim ki. Uzun zamandır bizimkilerin, sevdiklerimin gözünde yaş görmemiştim, benden sakladıkları kesindi, ama biraz önce kimse gizleyemedi. Annem, babam, balyanağım, sevdiğim onları öyle görünce daha da omuzlarımdaki yük çökertti. Oğlum, ağız dolusu bir daha oğlum öyle iyiyimki yanında ama yine ayrıldık bee annem. Gamzeli annenin yanaklarındaki gamzeler soldu yine…

SEVGİLER,

SAĞLIKLA KALIN,

GAMZE ANNE….

Hazırlanmam lazım

Standard

Atakan’ın ayak tırnaklarını kesmek hiç kolay değildir. Ulaşamadığı bir yerdeki oyuncağını istedi dün akşam bizden, babamızda eğer tırnaklarını kesmeye izin varsa o oyuncağı alırım dedi. Bizimkini bir görün, saniyede çoraplarını çıkardı fırlatıverdi havaya, tamam o zaman. Tırnak makası ve peçete ortada tam kesecek tırnağını babası, tombiş ama bir o kadar kıvrak olan balyanak neredeyse ağzına gelecek şekilde aniden çekiverdi ayağını, ne oldu yinemi vazgeçtin derken, durun durun hazırlanmam lazım biraz demez mi. Neye hazırlanıcan annecim meğer bizim büyümüş küçülmüş adamımız psikolojik olarak hazırlanıcakmış. Valla Atakan’la yaşa yirmidört saat ağzın kulaklarında dolaş. Öyle komik tavırlarla ve hareketlerle yapıyor ki bu anlattıklarımı sadece seyret ve gül… Ömrün sağlığınla çok olsun canım yavrum…

SEVGİLER,

SAĞLIKLA KALIN,

GAMZE ANNE…

Avusturalya’ya gidelim o zaman

Standard

Siz neden bu eve çilek almıyorsunuz artık, sevdiğim cevap verir oğlum çilek yaz meyvası. Tamam o zaman Avusturalya yaz ayında değil mi diyen bıdıkdan beklenmedik bir teklif gelir. O zaman Avusturalya’ya çilek yemeye gidelim mi. Biz yine şokta… Pes valla Atakan minik beyinlerin zekasına bir kez daha hayran kalarak anılara eklenir bu hikaye…

SEVGİLER,

SAĞLIKLA KALIN,

GAMZE ANNE…